14 Haziran 2014 Cumartesi

Omega 3 Almanın Yolları

Omega 3
Balık Yağı
Faydalı Yağlar

Omega 3 yağı vücudumuzun ihtiyacı olan ve dışarıdan alınması gereken bir yağdır. Hastalanmadan sağlıklı yaşamın sırrı akıllı beslenmede, akıllı beslenmenin sırrı da Omega-3’te saklı!
Peki sağlıklı yaşamın anahtarı Omega-3 ihtiyacı hangi gıdalardan alınır? Hayvansal ve bitkisel Omega-3 içeren gıdalar neler? Hangi balıklar zararsız? Keten tohumunun sırrı ne? Tuzağa düşmeden balık yağı nasıl alınır?
Ve Omega-3 hakkında merak edilen soruların cevapları…
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Demirkol iyibilginin sorularını yanıtladı.

Omega 3 İhtiyacımızı Nasıl Karşılayabiliriz?

 Doğada bulunan Omega-3 kaynakları hayvansal ve bitkisel olmak üzere ikiye ayrılıyor. İnsan vücudunun günde 1-1,5 gr. hayvansal Omage-3’e ihtiyacı vardır. Hayvansal Omega-3  kaynakları arasında, ilk sırada yumurta yer alıyor. Her gün bir yumurta Omega-3 ihtiyacının büyük bölümünü karşılar.

Yumurta Önemli Bir Omega 3 Kaynağı. Peki Köy yumurtası mı çiftlik yumurtası mı?
Eğer bulunabilirse tabiî ki doğalı tercih edilmeli. Ancak büyük şehirlerde marketlerde ambalajlı satılan, doğal yemle beslenmiş ve Omega-3 açısından zenginleştirilmiş yumurtalar alınabilir. Ben de bu yumurtalardan yiyorum.

Başka omega 3 kaynakları nelerdir peki?
Balık… Haftada 3-4 defa balık yiyerek hem sağlıklı beslenmiş, hem de Omega-3 ihitiyacımızı karşılamış oluruz.

Hangi Balıklar daha faydalı?
Özellikle küçük balıklar tercih edilmeli, çünkü büyük balıklar denizlerdeki ağır metaller açısından risk içeriyor. Ağır metaller balıkların yağlarında birikir, onları yediğimizde vücudumuzda serbest radikallere dönüşerek hastalıklara zemin hazırlar. Bu yüzden hamsi, sardalya, istavrit gibi küçük deniz balıklarını öneriyoruz. Kızartma yapılabilir, ancak kesinlikle ayçiçeği veya mısır yağı ile değil! Balığı ayçiçeği yağında kızarttığımız zaman, balıktaki Omega-3 yok oluyor!  Sadece ve sadece zeytinyağı ile kızartılmalı.
İnsan beyninde de bütün hücrelerin duvarında olduğu gibi oleik asit ve Omega-3 vardır. Saf sızma zeytinyağı en iyi oleik asit kaynağıdır. İyi kolesterolü düşürmeden, kötü kolesterolü düşürür bu kalp için en sağlıklı yağ demektir.
Evliya Çelebi seyahatnamesinin Trabzon bölümünde hamsiyi zeytinyağında pişirme tarifi vardır. 400 sene önce zeytinyağında kızartma yapılırken, 100 sene önce mi yanıp zehirler oldu! Zeytinyağı yanınca kanser yapar iddiası tamamen emperyalist oyunun bir parçasıdır. Margarin ve mısırözü yağını dünyaya pazarlayabilmek için! Yunanistan’da yıllık zeytinyağı tüketimi kişi başı 20 kg. Türkiye’de ise 1 kg. Sağlık sorunları Türkiye’de neden artıyor gerisini siz düşünün!
Zeytinyağı ısıya dayanıklıdır, zeytinyağının yanma derecesi 250 derecedir. Siz yakamazsınız, tam aksine ısıya en dayanıklı yağ zeytinyağıdır. Sızma zeytinyağında daha düşük ısılarda duman görürsünüz ama bunun hiçbir zararı yoktur. Evliya Çelebi’nin tarif ettiği gibi hep zeytinyağı.”Bu arada kızartma sevmeyenler balık buğulama yapabilirler.

Çiftlik balığı mı deniz balığı mı?
Bazı çiftlik balık üreticileri iki kat Omega-3 içeriyor diyorlar. Ancak bir gerçek var ki çiftlik balıkları yapay yem ile besleniyor ve bu çiftlik balıkları deniz balıklarının yediği yosunu, yeşil Omega-3 kaynaklarını yiyemiyor, işte bu çerçeveden baktığımızda çiftlik balıkları, deniz balıklarına oranla % 50 daha az Omaga-3  içeriyor diyebiliriz.     

Bitkilerde Omega 3 Olur mu?
Bitkisel Omega-3 kaynaklarına geçmeden önce, bitkisel Omega-3’lerle ilgili önemli bir noktanın altını çizelim. İnsan vücudunun günde 1-1,5 gr. hayvansal Omega-3’e ihtiyacı olduğunu söze başlarken de belirtmiştim. Hayvansal Omega-3 içeren gıdalar, insan vücudunda 3 gramda 1,5 gram Omega-3’e dönüşür. Bitkisel Omega-3’ler ise insan vücudunda 7 gramda 1,5 gram Omega-3’e dönüşür.
Örneğin; Ceviz Omega-3 kaynağı olarak bilinir, cevizden vücudumuzun ihtiyacı olan Omega-3’ü alabilmek için çok fazla kalori alabileceğimiz noktasına dikkat edilmelidir.    

Peki bitkisel Omega-3 kaynaklarından fazla kalori almadan sağlıklı olarak faydalanmak mümkün değil mi?
Bitkisel Omega-3’ü en çok bulunduran besin maddesi “keten tohumu”dur. Bu nedenle günde 1-2 tatlı kaşığı tatlı kaşığı keten tohumu, tane olarak özellikle salatalara konarak tüketilebilir. Keten tohumlu ekmekler tercih edilebilir. Yurtdışında ekmek hamuruna katılır. Ancak, hazırdan ziyade, tam buğday unu ile evde yapılan ekmek hamurunun içine tane olarak keten tohumu katılmasını öneririm.

Keten tohumu nasıl kullanılmalı?
 Keten tohumu öğütüldükten 24 saat sonra vitamin değerini kaybeder. Bu yüzden tane olarak alınmalıdır ve mümkünse çiğnenmelidir. Öğütüp tüketenler ise evde kendileri öğütüp, 24 saat içinde tüketmelidirler.

Keten tohumunun sürekli kullanılabilir mi?
Hayır yoktur. Keten tohumu rahatlıkla her gün kullanılabilir. Ancak, kullanırken dikkat edilmesi gereken nokta; 1 tatlı kaşığı keten tohumunu birden ağza alıp çiğnemeye çalışılmamalıdır. Kendi ağırlığının 7 katı su tutucu özelliğinden dolayı ağızda hemen şişer ve boğulma riski doğurabilir. Bu yüzden salata veya ekmek içine koyarak ve çiğnenerek tüketilmesini tavsiye ediyoruz.

Peki başka hangi bitkiler Omega-3 içerir?
Tüm yeşil otlar… Semizotu bu yeşil otların başında gelir. Salatada tercih edilecek yeşillikler iyi birer Omega-3 kaynağıdır. www.cilekspor.com

 Omega-3, diğer adıyla balık yağı kapsülleri faydalı mıdır?
Elbette. Ben de her gün bir tane Omega-3 kapsülü kullanıyorum.

Omega-3 kapsülleri alırken nelere dikkat etmeliyiz, en iyi balık yağı kapsülü hangisi?
Bu kapsülleri alırken tuzağa düşmemek gerek. Bazı ambalajların üzerinde 1,5 gram Omega-3 içerir yazıyor, iyi de bu yağın hepsi Omega-3 değil ki, toplam yağların yani kapsülün miktarı o kadar!
Ambalajın üzerinde EPA ve DHA miktarına ve toplam miktarın ne olduğuna bakılmalı. Hangisi EPA ve DHA’yı en yüksek miktarda içeriyorsa o tercih edilmeli.  

Meyve ne zaman yenmeli?

Meyve Yemenin Uygun ZamanlarıFazla Meyvenin zararları?Meyve ne zaman yemeli?Ne zaman meyve yemeliMeyve yemenin zararları?  

Meyveler iyidir, hoştur güzeldir. Ama aynı zamanda çoğu yüksek şeker içerir , hem kilo aldırır hem de glisemik indeksi yüksektir.

Meyve tüketiminde miktar kadar zamanlama konusunun da altını çizen Özışık, yemeklerden hemen sonra meyve tüketilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Özışık, meyve yenebilecek en uygun zamanlar ve miktarı konusunda şu uyarılarda bulundu:

"Meyve (taze veya kuru fark etmez) yerken sınırları asla aşmayın. Sabah kahvaltı öncesi veya ana öğünden en az iki saat sonra meyve yiyin, akşam yemeğinden sonra meyveden uzak durun. Nispeten az tatlı, koyu renkli ve tadı buruk meyveleri tercih edin. Meyve kompostosu yaparken çok az şeker ilave edin, reçel tüketiminde dikkatli olun. Meyve salatasına tatlı krema ilave etmeyin. Çikolata sosuna batırılmış meyvelerden uzak durun. Meyveyi yoğurtla karıştırarak tüketirseniz daha az meyve yemiş olursunuz. Hazır meyve suları ve limonataları tüketmeyin. Tüketecekseniz de doğrudan taze meyveden kompresle elde edilen, şeker ilavesiz ve cam şişede olanları tercih edin. Meyveli dondurmanın daha sağlıklı bir seçim olduğunu düşünmeyin"

13 Haziran 2014 Cuma

Zayıflamak İçin Ne Yemeliyim?

Zayıflamak İçin Ne Yemeliyim?

Zayıflatan Gıdalar?


Zayıflamak için ne yemeliyim,zayıflamak için neleri yememeli,zayıflamak için ne yapmalı,zayıflatan gıdalar,kilo vermek için neler yemeliyim , kilo aldıran gıdalar , şişmanlatan yiyecekler ?

Selamlar tekrar. Şimdi yukarıdaki soruları okuyunca benden şu gıdalar şişmanlatır, bu gıdalar zayıflatır diye bir yazı bekliyorsunuz aslında ama malesef durum böyle değil. Genel mantık ve doğru olan şudur ; başlıbaşına kilo yapan veya zayıflatan bir gıda yoktur. Önemli olan sizin ne yediğiniz ve ne kadar harcadığınızdır. Örnek vermek gerekirse ayda 1000 lira maaşınız var bunun 800 lirasını harcadınız ve 200 lirasını biriktirdiniz. İşte vücudunuz da her gün aldığı kaloriden harcadıklarınızı çıkarır ve geri kalan kalorileri de kötü günler için (!) göbek veya basen olarak biriktirir. Dolayısıyla zayıflamak isterseniz harcadığınızdan az yiyin ,gerisi yalan. www.cilekspor.com



Yine de Bırakmamız gereken ya da azaltmanız gereken gıdalar şunlardır:

•Pastırma, sucuk, sosis
•Yağda kızartılmış köfte
•Kızartılmış hamur işi tatlılar
•Yağda kızartılmış tavuk

Tercih etmemiz gereken pişirme yöntemleri

•Izgara
•Haşlama
•Buharda pişirme, buğulama
•Fırında pişirme

Seçmemiz gereken yiyecekler

•Tavuk (derisiz)
•Yağsız kırmızı et
•Balık
•Mercimek, fasulye gibi baklagiller

Kahvaltıda uzak durulması gereken yiyecekler

•Poğaça ve diğer hamur işleri
•Şekerli kahvaltı gevreği
•Reçel ve kaymak

Kahvaltıda tercih etmemiz gerekenler

•Ekmek (Tahıllı kahverengi tam buğdaydan yapılmış)
•Az tuz ve az şekerli kahvaltı gevreği
•Meyve ve meyve salatası

Makarna sosu hazırlarken kullanmamız gerekenler

•Domates
•Çeşitli sebzeler

Makarna sosu hazırlarken kullanmamamız gerekenler

•Krema, tereyağı
•Peynir

Sebzeleri ve salataları tüketirken

•Sebzeleri ve salataları daima sossuz tüketin
•Salatanıza sadece limon ya da sirke ilave edin

Sebzelere ve salatalara eklememeniz gerekenler

•Tereyağı ya da tereyağlı sos
•Yoğun zeytinyağlı soslar
•Mayonez


Karbonhidrat olarak seçmemiz gerekenler

•Kahverengi pirinç ya da bulgur
•Kepekli makarna
•Haşlayarak pişirme

Uzak durmamız gereken karbonhidratlar

•Beyaz pirinç
•Beyaz makarna
•Haşlanmış patates
•Tereyağı ve krema karıştırılmış püre halinde patates
•Cips
•Kavurarak pişirme

Tatlı olarak tercih etmemiz gerekenler

•Az şekerli sütlü tatlılar
•Kuru ve taze meyveler (Miktarlara dikkat!)
•Taze sıkılmış meyve suları
•Çok az balla tatlandırılmış meyve salatası

Uzak durulacak tatlılar

•Şerbetli tatlılar
•Her türlü pasta, kek, kurabiye


Yeme alışkanlıklarınızda yapmanız gereken küçük değişiklikler

•Restorannda yemeğiniz gelmeden önce masaya ekmek almayın.
•Tatlınızı yanınızdaki arkadaşınızla paylaşın.
•Sağlıklı tatlı yemek istiyorsanız taze meyve salatasını tercih edin.
•Yediğinizin meyve değil de illa ki tatlı olmasını istiyorsanız, meyveden yapılmış bir tatlıyı seçin.
•Sandviç seçimlerinizi beyaz ekmek yerine tahıllı ekmekle yapın. Kaşar yerine yağsız beyaz peynirle hazırlamayı tercih edin.
•Dışarıda yediğiniz et, köfte türü yiyeceklerin yanına patates cipsi almak yerine salata yemeyi tercih edin.
•Makarna sosu için hazır paketleri tercih etmek yerine evde kendiniz sos hazırlayın.
•Atıştırmak için cips yerine kurutulmuş meyveler ile taze meyveleri tercih edin.
•Süt ve yoğurdun tam yağlı olanını değil, az yağlı ya da yağsız olanını tercih edin.
•Hazır meyveli yoğurt almak yerine, sade yoğurt alıp evde kendiniz meyve ilave edin.

Terleme ve Zayıflama İlişkisi

Terleme Zayıflama İlişkisi
Terleyerek Zayıflanır mı?
Sauna Zayıflatır mı?



Net ve Açık; TERLEME İLE SADECE SU KAYBEDERSENİZ , YAĞ DEĞİL. Ülkemizde her meslekte, her konuda olduğu gibi spor ve zayıflama konusunda da bilgisi olmadığı halde konuşmayı çok seven bazı tipler yüzünden gerçekle alakası olmayan efsaneler bitmek bilmiyor malesef. Bizler de elimizden geldiği kadar sizi bu konularda aydınlatmaya çalışıyoruz. 
http://www.sorisagym.com

Terleme eşofmanı diye de bir şey uydurmuşlar, halbuki terlemeyle yağlarınız erimez, sadece su kaybedersiniz , o kaybettiğiniz suyu da içeceklerle hemen geri alırsınız. Saunanın da zayıflatıcı hiçbir etkisi yoktur bu sebeple. Yani vücudunuzdaki yağların ısıyla ve terlemeyle eriyebilmesi için sizi yamyamlar gibi bir kazana koyup pişirirsek ancak o zaman yağlarınız ısıyla erir. Zaten biraz mantık yürütürseniz bu terlemeyle zayıflama tezini kendiniz de çürütürsünüz. Eğer bu doğru olmuş olsa hamamcıların, fırıncıların, bütün gün döner kebabın önünde sıcakta şapır şapır terleyerek döner kesen ustaların hep tığ gibi kalması gerekmez miydi?

Sonuç: Terleme olayı kişiden kişiye değişir, genellikle metabolizma hızı yüksek olanlar ve düzenli spor yapanlar çok terler. Fakat terlemenin zayıflamaya direk etkisi yoktur. Harcadığınızdan daha az kalori ile beslenmediğiniz sürece günde bir kova dolusu terleseniz de ZAYIFLAYAMAZSINIZ http://www.cilekspor.com 

Not: Yazdığımız yazıları alıp sitelerinde kullanan arkadaşlar lütfen linklerimizi de alın , ya da en azından bizi kaynak gösterin.

Türkiye'de Çocuklarda Obezite

Türkiye'de Çocuklarda Obezite



Çocuklarda obezite , fazla kilo




Malesef artık obezite ülkemiz için de bir tehlike olarak görülmekte. Gelişmiş ülkelerde olduğu kadar Türkiye'de de artık obezite, yetişkinlerde olduğu kadar çocuklar için de büyük bir risk. Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi Endokrinoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Zehra Aycan,Türkiye’de her 5 çocuktan birinin normalkilosunun üzerinde olduğunu söyledi. Bu çocukların annelerinin de yüzde 80 oranındaobez olduğunu kaydeden Aycan, obezitenin temelinin çocukluk çağında atıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Zehra Aycan, Cihan Haber Ajansı (Cihan)’na yaptığı açıklamada obezitenin çocuklarda erişkinlerden daha ciddi bir sorun olduğunu belirtti. Türkiye’de her beş çocuktan birinin normal kilosunun üzerinde olduğunu kaydeden Aycan, “İlk 1 yaş, 4–6 yaş ve ergenlik dönemi, çocukluk çağının risk gruplarını oluşturuyor. Obezite bu yaşlarda kalıcı olabiliyor. Şişman kalınan süre ne kadar artarsa, riskler de o kadar çok artıyor. Bu sorunun çocukluk çağında halledilmesi gerekir.” diye konuştu.

OBEZ ÇOCUKLAR DEPRESYONA DA DAHA YATKIN OLUYOR
Obezitenin çocuklarda fiziksel ve psikolojik birçok soruna neden olduğunu kaydeden Aycan, “Bu çocuklar psikolojik birçok sıkıntı yaşıyor. Kendini beğenmeme, yalnızlık hissi ve benlik saygıları az oluyor. Yedikçe yalnızlaşıyorlar. Bunların sonucunda depresyona daha yatkın oluyorlar. İleride iyi evlilik yapma, iyi iş bulma şansları da daha az oluyor.” dedi.
Aycan, karşılaşılabilecek tıbbi sorunlardan bazılarını ise kan yağlarında artış, kalbi yorma, karaciğer yağlanması, şeker hastalığına yatkınlık, ortopedik sorunlar, uyku apnesi, kız çocuklarında yumurtalıklarda kist oluşması riski, erken ergenlik, yüksek tansiyon olarak sıraladı.
OBEZ ÇOCUK BÜYÜYÜNCE DE OBEZ BİREY OLUYOR
“Çocukluk çağında bu sorunu yaşayan çocukların yüzde 60 ila 70’i erişkin dönemlerde de obez oluyor. Yani obez çocuk obez birey oluyor.” diye konuştu.Obez bir çocuğun yaşamı boyunca sağlıklı ilişkiler kurabilmesi bile mümkün olmuyor.
Batı tipi yaşam tarzı, fast food kültürü, kolalı ve şekerli içecekler, uyku düzensizliği, sportif aktivitelerin azlığı, şehirlerde yeşil alanların azalması, çocukların evde daha fazla vakit geçirmesi, sınav stresi gibi nedenlerin obezitede etkili olduğunu söyleyen Aycan, televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen vaktin uzunluğuna da dikkat çekti. Aycan, “Yapılan araştırmalara göre, televizyon ya da bilgisayarın başında günde iki saatten fazla vakit geçiriyorsanız, obez olma riskiniz artar.” dedi.
TEK ÇOCUK OLANLARDA OBEZİTE RİSKİ ARTIYOR
Obezitenin psikolojik nedenlerinin de bulunduğunu kaydeden Aycan, tek çocuk olmanın da önemli bir risk olduğunu vurguladı. Aycan, bu tür ailelerde tüm ilginin tek çocuğu yöneldiğine dikkat çekti. Kardeşi olan çocuğun evde olsa bile oyunla daha hareketli olabileceğini belirtti. Ayrıca, parçalanmış ve stresli aile yapısının bu riski tetiklediğini kaydetti.
Sosyo ekonomik düzeyi yüksek ailelerin çocuklarında obezitenin daha çok görüldüğünü kaydeden Aycan, “Obezite gelir düzeyi ile paralel. Toplumumuzda şişmanlık varlığın bir göstergesi olarak algılanıyor. ‘Bir kilo bin ayıp örter’ mantığı hala hakim.” şeklinde konuştu.
Beslenme alışkanlıklarına dikkat çeken Aycan, “Farklı tarihlerde yapılan araştırmalarda Ankara’da obezite oranı yüzde 15’lerde, Edirne’de ise yüzde 3’lerde. Edirne’de daha az çünkü Akdeniz mutfağı etkisi var. Hamur işinin ağırlıklı olduğu Anadolu mutfağında ise obezite riski daha yüksek.” tespitinde bulundu.
Beslenme alışkanlığını annelerin kazandırdığına dikkat çeken Aycan, “Yapılan başka araştırmalara göre obez çocukların annelerinin yüzde 80’i de obez.” ifadesini kullandı.
Aycan, çocuğun çok yemesinin problem olmadığını, önemli olanın alınan ve harcanan enerjinin birbirini dengelemesi olduğunu belirtti. Aycan, obezitede harcanmayan fazla enerjinin risk olduğunu aktardı.

İLK ALTI AY BEBEKLERE SADECE ANNE SÜTÜ VERİLMELİ
Aycan’ın verdiği bilgiye göre çocukların obez olmamaları için dikkat edilmesi gerekenler şunlar:
—İlk 6 ay bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi.
—Bebek doyduktan sonra mamayı bitirmesi için zorlanmaması.
—Kalorisi yüksek yiyeceklerden kaçınılması. Mesela hazır meyve suları yerine meyve yedirilmesi.
—Şekerli ve gazlı içecekler yerine, su, ayran, sütün tercih edilmesi.
—Sebze yemekleri, baklagilleri ve taze sebzelerden hazırlanmış salataları yemek alışkanlığının kazandırılması.
—Günde 3 ana, 2 ara öğünün atlanmaması.
—Yemeklerin yavaş ve çiğnenerek yenmesi.
—Yeterince su içilmesi.
__Çocuklarınıza bebeklikten itibaren sebze ve meyveyi sevdirmeye çalışın.
—Servis tabağının, servisten sonra masadan kaldırılması.
—Günde 30 ila 60 dakikadan fazla bilgisayar başında vakit geçirilmemeli. Televizyon karşısında da 30 dakikadan fazla vakit geçirmemeli.
—Okullarda beden eğitimi dersleri saatleri artırılmalı.
—Yakın mesafelere yürünmeli, asansör yerine merdiven kullanılmalı.
—Okullarda geçen yıl yayınlanan kantin yönetmeliğine uyulması.

Önce Şişman Olduğunuzu Kabullenin

   Önce Şişman Olduğunu Kabullen Sonra Zayıfla


Uzmanlara göre, şişmanlıktan kurtulmak için öncelikle obezitenin bir hastalık olduğunu kabullenmek gerekiyor.

Şişman (obese) ve çok yemek yiyen (obesus) kelimelerinden türemiş bir kelime olarak obezite, vücutta aşırı yağ depolanmasının sonucu ortaya çıkıyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, hormonal bozuklukların obezitenin en önemli nedenlerinden biri olduğunu söyledi: “Vücut, enerji depolarının durumunu, merkezi sinir sistemine bazı hormonlarla bildirilir. Bu hormonların görevi açlık-tokluk durumlarını beyne iletmektir.”

Kişinin kendiyle barışık olması elbette ki önemli bir konu fakat kendini kandırmakla kendiyle barışık olmak arasında ince bir çizgi olduğu da gerçek. Fazla kilolar kişinin iş, aşk, vs her türlü yaşamını derinden etkiliyor.


Obezitenin her yaşta görülebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Yazıcıoğlu, obezitenin diğer nedenleri ise enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar olarak sıraladı. Obezitenin kadınlarda daha fazla görüldüğünü vurgulayan Yazıcıoğlu, "Gebelik ve emzirme dönemlerinde süt yapar diye gereksiz gıdaların alınması; her doğumda alınan kiloların bir kısmının kalıcı olması; östrojen hormonunun yağ dokusunu arttırıcı etkisi, daha az hareketli yaşantıyla birleşince kadınlar için kilo alımı daha kolay olmaktadır. Bu nedenle ev işlerinin verdiği yorgunluk, aktif ve hareketli olmakla karıştırılmamalıdır. Günümüzde küçük çocuklarda ve ergenlerde de yanlış beslenme nedeniyle obezitede oldukça büyük bir artış görülmektedir" dedi.

ŞİŞMANLIK SADECE ESTETİK SORUN OLARAK GÖRÜLMEMELİ

Obezite sadece kişinin görüntüsünü değiştirmek için giderilmesi gereken bir durum değil. Yazıcıoğlu, obezitenin, neden olduğu çok sayıda sağlık sorununun önüne geçmek için tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalık olduğunu bir kez daha vurguladı ve yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:

"Obez olan kişilerde sıklıkla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, diyabet ve hatta kanser görülmektedir. Özellikle meme kanseri, rahim kanseri ve kalın bağırsak kanserlerine obez kişilerde daha sık rastlanır. Bazen ölümle bile sonuçlanabilen uyku apne sendromu, yani uyurken nefesin durması, obezitenin getirdiği tehlikeler arasındadır. Ayrıca dilin büyümesi nedeniyle horlama; boğazda reflüden dolayı yanma ve kronik farenjit de oluşabilecek hastalıklar arasındadır.

TEDAVİ BAŞARISI İÇİN KÖTÜ YAŞAM TARZI DEĞİŞTİRİLMELİ

Tansiyon, şeker, insülin direnci, kolesterol, tiroid hormonları, böbrek üstü bezleri ve karaciğer kontrol edilmelidir. Bu parametreler değerlendirilerek tedavi edildikten sonra, tedavinin başarısı için, doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastaların yaşam tarzlarını kökten değiştirmeleri gerekmektedir. Bu aşamada beslenme ve diyet uzmanından ve psikolojik danışmandan destek alınması

Karın Kasları Baklavalar Nasıl Çıkarılır?

Karın Kasları Nasıl Çıkarılır?
Baklavalar Nasıl Çıkarılır?
Mide Kasları Nasıl Çıkarılır?



En iyi karın hareketleri?


Öncelikle şunu söyleyelim ki karın kasları spor salonunda değil mutfakta çıkarılır. Ne demek istiyoruz: Birçok insan yüzlerce mekik çekerek karın kaslarını çıkarabileceğini düşünür. Halbuki mekik ve öteki karın kasları kaslarınızı çalıştırır ve size beton gibi karın kasları verir fakat siz beslenmenize dikkat etmez ve yağlarınızı yani kas üstündeki yağlarınızı yakamazsanız o mide kaslarınızı kimse göremez.
Hemen hemen bütün erkekler karın kaslarının Brad Pit tarzı sımsıkı görünmesinin hayallerini kurar. Peki bu ideal görüntü herkes için mümkün mü? 

Öncelikle bilmemiz gerekir ki karın (mide) kasları omuz, pazu ,vb gibi çok irileşen bir kas gurubu değildir. Mide kasları da zaten herkeste mevcuttur, mide kaslarının görünmemesinin tek sebebi ise üzerini örten yağ tabakasıdır. Yani baklavalara sahip olmanın sırrı göbek kısmındaki yağ oranını azaltmaktır. Bunda da antrenmanla birlikte yapılacak sıkı bir diyet zorunludur. Diyetteki genel kaide;gereksiz yağ,şeker ve karbonhidrattan arındırılmış bir beslenme takip etmektir.

Bazıları karın kaslarının çok çıkması için sadece karın çalışmak gerektiğini sanır ki bu büyük bir hatadır. Vücut bir antrenmanda kasın çalıştığı bölgeden yağı yakmaz, yağı tüm vücuttan harcar. Dolayısı ile saatlerce karın çalışmanın hiçbir mantığı yoktur. Tüm vücut antrenmanı yapılmalıdır. Antrenman sonunda da 20-30dk arası yüksek tempoda cardio (yürüyüş, bisiklet) yapılmalıdır. Sorisa Sporhttp://www.sorisagym.com

Neden Kilo Alırız?

Neden Kilo Alırız?
Niçin Şişmanlarız?


Neden kilo alırız?
Birçoğumuz bu sorunun cevabını biliyor olsak da biz burada Çilek Spor olarak konuyu biraz daha detaylandırmak istiyoruz:
Şişmanlama konusunda çevresel etkenlerin rolü vardır. Bu nedenle kilo alımının artmasına ve kalori harcanmasının azalmasına neden olan faktörleri tanımak, doğru beslenme alışkanlıkları kazanmamıza yardımcı olur

İdeal kiloda kalmak için yakabildiğimiz kadar besin almamız gerekir. Eğer yakabileceğimizden yani harcadığımızdan daha fazla gıda alırsak, fazla kaloriler vücudumuzda yağ olarak birikir ve kilo sorunu ortaya çıkar. Alınan karbonhidratlar vücutta sadece glikojen olarak depolanır ki bunun miktarı 300- 500 gram kadardır. Vücudumuza devamlı ihtiyacımızdan fazla karbonhidrat alırsak bunlar yağa dönüşerek depolanır ve kilo alırız. Obezitenin giderek salgın halini almasında, kolay yaşam biçimi nedeniyle hareketliliğin azalması, fazla kalori alımı ve fast-food türü yeme alışkanlıklarının artması önemli rol oynar. Özellikle her şeyin elektirikli ve otomatik olduğu günümüzde eski insanlara göre daha az kalori tükettiğimizi düşünürsek haliyle daha az gıda almamız gerektiği sonucunu çıkarabiliriz.

Ne gibi Olaylar Kilo Almamıza Sebep Olmaktadır?
Erişkin yaşlarda kilo almaya veya obeziteye neden olan başlıca faktörler hareketsizlik ve aşırı beslenmedir. Bunun dışında yaşın ilerlemesiyle de kilo almaya başlarız. 
Tiroid bezi yetmezliği (hipotiroid), insülin direnci, reaktif hipoglisemi denilen kan şekeri düşüklüğü, böbreküstü bezinin aşırı kortizol üretmesi, yumurtalıklardaki kistler ve hormon bozuklukları da kilo almanın önemli nedenleridir. Evlendikten sonra düzenli yeme döneminin başlaması veya sigarayı bırakınca iştahın artması da kiloyu artıran olaylardır. Az su içmek, aşırı alkol tüketimi, depresyon, bazı psikolojik sorunlar, emeklilik ve gece vardiyasında çalışmak gibi bazı sosyal ve psikolojik nedenler kilo alımında önemli etkenlerdir. 

Obezite Tehlikesini Arttıran Çevresel Etkenler
-Büyük porsiyonlardan oluşan öğünler.
-Yağlı ve kalorisi yüksek gıdalar. (Örneğin yumurta veya balık gibi faydalı bir gıdayı yağda kızartarak yemek hem o gıdanın boşyere kalorisini arttırır hem de faydasını azaltır)
-Glisemik indeksi yani kan şekerini artırıcı etkisi yüksek gıdaların fazlalığı.
-Kolalı içecekler.
-Şeker (İçine şeker konmuş her türlü içecek veya yiyecek)
-Fast food türü gıdalar (Aslında fast foodlarda da güzel gıdalar var ama biz kötülerini seçersek yanlış yaparız. Örneğin, marka vermeyelim ama dünyaca ünlü bir hamburger firmasının menülerinden çift etli hamburgeri seçer ,yanında da ayran alırsanız süper bir öğün olur , kaliteli protein ve düşük kalori alırsınız. Fakat siz bu hamburgerin yanında çok yağlı ve tuzlu patates kızartmalarını yerseniz,olan mayonesi de üstüne döker yanına kocaman bir kola alırsanız gereksiz yere ekstra kalori yüklenmiş olursunuz ki bu da size göbek ve popo olarak geri döner)
-Cips, bisküvi gibi gıdalar.
-Kalsiyum düşüklüğü.
-Gıdalara daha kolay ulaşabilme ( Elinizin hemen altında bisküvi,çikolata gibi gıdalar bulundurmayın)
-Gıdaların ucuz olması (Genelde işe yaramayacak gıdalar ucuzdur, kaliteli proteinli gıdalar pahalıdır malesef )
-Seçenek çeşitliliği.
-Stres, üzüntü, sıkıntı.
-Ofis ortamında akşama kadar sandalyede koltukta oturmak.
-Televizyon başında geçen saatlerin artması.
-Bilgisayar bağımlılığı.
-Asansörler, yürüyen merdivenler.
-Az uyuma. 

Yapılan araştırmalar son 15 yıldır yenen yemeklerde porsiyonların arttığını gösterdi. Tabakta fazla gıda olunca fazla yenmektedir. Yıllar içinde alınan bu fazla kaloriler obeziteyi tetikler. Glisemik indeksi yüksek gıdaların yenmesinde son yıllarda büyük artış vardır. Ülkemizde beyaz ekmek tüketimi, reçel, börek, çörek, pide yeme alışkanlığı fazladır. Özellikle beyaz ekmek kan şekerini çabuk bozmakta ve insülin direncini artırmaktadır. 
Gazoz, kola ve patates cipsi tüketimi de son yıllarda artmıştır. Bu gıdalarda bulunan şeker, fruktoz gibi tatlandırıcılar kilo alınmasına büyük katkısı vardır. Aşırı kilolu kişilerin çoğunda kolalı içeceklerin tüketimini fazladır. Az uyuyan veya iyi uyumayan kişilerde obezite sık görülür. 

Psikolojik Yeme Durumunda Ne Yapmalıyız? 
- Yemek yedikten hemen sonra acıkma oluyorsa tatlı yemeyin, biraz bekleyin. Su için, müzik dinleyin, bir şeyler okuyun.
- Etrafınızda kilo aldırıcı tatlı gıdalar tutmayın.
- Her gün neyi, hangi ruh halinde yediğinizi not edin. Yemeye yönlendiren olayları saptayın.
- Eğer mutlaka yemek yemeniz gerekiyorsa meyve, tam buğday ekmeğiyle yapılmış tost, birkaç çiğ (kavrulmamış) badem veya ceviz, kuru erik, salatalık, yoğurt, müsli yiyin.
- Az ve sık yiyin. Karbonhidratlardan uzak durun. Üç ana öğün ve üç ara öğünde beslenin.
- Dışarı çıkın, yürüyüş yapın. 

Stres ve Kilo Alma Arası İlişki
Stres, kilo almanın en önemli nedenlerindendir. Hormonlarda bozukluk yaparak kilo alınmasına sebep olur. Strese bağlı fazla atıştırmalar varsa şunları deneyebilirsiniz:
-Yürüyüş yapın, merdiven inin-çıkın. Spor stresi azaltır.
-İyi uyuyun. Uykusuzluk stresi ve atıştırmaları artırır.
- Çay, kahve ve alkolden uzak durun. Dengeli beslenin.
-Derin nefes alma egzersizleri deneyin. Müzik dinleyin.
- Evde veya işyerinde devamlı kapalı yerde kalmayın. Dışarı çıkmaya çalışın. Bahçe varsa bahçe işleriyle uğraşın.

Şişmanlığa Neden Olan Yanlış Yeme Davranışları:
Kilo almada yanlış yeme alışkanlıklarının önemli yeri var. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
-Hızlı yemek yemek, büyük lokmalar halinde yemek, az çiğnemek ve sofrada çatalı-kaşığı elinden hiç bırakmamak.
-Öğün atlamak, öğün aralarında devamlı atıştırmak.
-Televizyon seyrederken, kitap veya gazete okurken yemek. 
-Üzüntülü ve sıkıntılı durumda soluğu buzdolabının önünde almak
-Düzensiz ve fazla beslenmek.
-Ziyafet ve davetlere sık katılmak, tatlı ve şeker ikramlarını reddetmemek.
-Akşam yemeğinden sonra, yatıncaya kadar bir şeyler yemeyi sürdürmek.
-Az su içmek.
-Akşam eve gelince yemeğe kadar abur-cubur atıştırmak.
Çilek - Bayanlara Özel Spor Salonu Bayiliği

İdeal Kiloyu Koruma Yolları

İdeal Kiloyu Korumak İçin Tavsiyelerİdeal Formunuza Ulaşma YollarıZayıflama Yolları

Yemek Zamanı:
Yemeklerinizin zamanını ayarlayın: Kronometrenizi 20 dakikaya ayarlayın. Bu, kendinizi ‘yavaş yiyenler’ den olmak için eğitmenizin ilk adımı olacak. Bu karmaşık bir diyet planının,en temel parçasıdır. 20 dakikadan erken bitirmek yasak! Bu yüzden yemeği küçük lokmalara ayırın ve çok defa çiğneyin. Böylelikle hem çabuk doyacaksınız, yani sofradan tok kalkacaksınız hem de sindiriminize ağızdan başlayacaksınız.

Uyku:
Daha çok uyuyun, daha az kilo alın: Ekstra 1 saat uyumak yılda 7 kilonun verilmesine yardımcı olur. Burada sözü edilen şey aslında, kişinin kalori yani enerji ihtiyacını uykudan karşılaması halinde, güç toplamak için yiyeceklere yönelmeyi kesmesidir. Uykunun “uzun” değil, vücudun ihtiyacını karşılayacak nitelikte olması çok önemlidir. Bu aynı zamanda vücut ısısını da düzenlediği için yağ alımı da azalır.

çeşitlilik:
Sofranızda çeşit çeşit sebzeler, büyük tabaklar…: Sizi doyurmayan küçük, yetersiz ve kalori dolu bir porsiyon yerine sofranızı doyana kadar yiyebileceğiniz birkaç çeşit sebzeyle donatın. Buharda, fırında, çiğ, soslu olarak tüketebileceğiniz çeşitli sebze tabakları 1 porsiyon başka türden yemekten daha göz ve karın doyurur.

Çorbalar:
Çorba gelir, kilo gider : Yemeğe başlamadan önce içeceğiniz 1 kase çorba, sofraya çok aç oturmanızı engelleyecektir. Ayrıca çeşitli sebze ve baklagillerden oluşan bir çorba hem çok besleyici hem de düşük kalorili olacaktır. Yalnız, krema, un ve nişasta katkılı çorba türlerinden bu anlamda kaçınmak gerekir.

Tam tahılı hayatınıza sokun: Beyaz olanların yerine kepekli (esmer) alternatifleri tercih edebilir, lif alımınızı arttırarak vücudunuzdan su ve yağ atabilirsiniz. Üstelik tam tahıllı tercihler besin değeri olarak diğer türlerden daha zengindir. Tam tahıllı unla hazırlanmış bir pizza, waffle veya makarna beyaz unla hazırlanmış olanlarla bir olur mu?

ŞARKÜTERİDEN UZAK DURUN
Kahvaltı ve diğer öğünlerde yüksek tuz ve yağ katkıları ile hazırlanan şarküteri ürünlerinden uzak durun. Böylelikle nereden bakarsanız 100 kötü kaloriyi almaktan kurtulursunuz.

Sevdiğiniz kıyafetler gözünüzün önünde olsun: Giyinmeniz için ‘fit’ olmanız gereken kıyafetlerin göz önünde olması sizi ‘fit’ tutmak için motive eder. Vücut ölçülerinizle ilgili bir hedef ve ideal oluşturmanızı sağlar.

Sosunuzu ve pizza malzemelerinizi değiştirin: Makarna sosu ya da pizza malzemesi olarak şarküteri ürünlerini tercih etmek yerine sebze, mantar ya da beyaz et gibi seçeneklere yönelin! İçine pişerken yağ eklemek yerine pizza veya makarnanız piştikten sonra 1 tatlı kaşığı zeytinyağı gezdiriniz.

Şekerli ve gazlı içecekler yerine: “Sıfır” kalorili içecekler, kalori olarak bir şey ifade etmeseler de vücutta su tutulmasına neden olur, zaman içerisinde aspartam içeriği nedeniyle tatlı isteğine yol açar. Bunlar yerine taze limonata, ayran, soğuk meyve çaylarını tercih ediniz.

Kısa tombul bardak yerine, ince uzun bardak: Bu sayede yüzde 25 ile yüzde 30 daha az şekerli içecek tüketip daha çok doyum elde edebilirsiniz.

Alkolü sınırlayın: Alkol tüketiminizi sınırlayın. Küçük porsiyonlar halinde alkol tüketin. Alkol oranı düşük içecekleri tercih edin. Mayalanmış olanlardan çok fermente edilmişleri tercih edin, damıtılmış olanlardan uzak durun. Haftanın en fazla 2 günü alkol alın. Eğer bir sosyal içiciyseniz ortama 1 bardaktan küçük yudumlar alarak katılın ve geceyi 1 bardakla tamamlayın. www.cilekspor.com

SİYAH ÇAY YERİNE YEŞİL ÇAY İÇİN
Yeşil çay içmek iyi bir kilo verme metodudur. Yeşil çayın kalori yakma performansının yüksek olduğu bilinmektedir.
Zihninizi dinginleştirin: Yasak tabaklara yönelmemizin temelinde psikolojik iniş çıkışlar yatar. Kimi zaman kendimizi yatıştıracak ve bizi yalnızca yemek düşündürtmeyecek sakin aktiviteler bulmalıyız. Yoga ve meditasyon en ideal olanlarıdır.

Evde yiyin: Evde pişen bir yemeğin hijyeni tartışılmaz, kalorisi de öyle…Dışarıda yemekten çok hoşlandığınız bir yemeğinin tarifini evde daha sağlıklı malzeme ve pişirme teknikleri ile ayarlayabileceğiniz gibi evde porsiyon ve içerikleri kendi isteğinizle ayarlayabilirsiniz.

Yerken “dur” düğmesine basabiliyor musunuz?: Bazı kişiler de doğal bir biçimde otokontrol vardır ve onlar durmaları gereken yeri bilirler. Onların sırrı şu: Çatalı ellerinden bıraktıktan sonra tek lokma bile almazlar,sohbet eder ya da sofrayı terk ederler. Denemeye değer!

Acı naneli sakız çiğneyin: Acı naneli sakız çiğnedikten sonra baştan çıkarıcıların lezzeti, o kadar da baştan çıkarıcı olmayacaktır.
Porsiyonlarınızı iyi ayarlayın: Sebze ve salatalar tabağın en geniş yerini alabilirler. Köşede kalan ufak nokta ise karbonhidratların veya etindir.

Neden Kilo Veremiyorum?

Neden Kilo Veremiyorum?
Niçin Kilo Veremiyorum?

Neden kilo veremiyorum diye kara kara düşünüyorsanız bu yazı tam size göre
“Fazla kilolarımdan mutlaka kurtulacağım, az yiyip bol bol yürüyeceğim” sözünüzün arkasında aslanlar gibi durmanıza rağmen sabah terazinin üzerine çıktığınızda bir gram bile veremediğinizi gördükçe sinirleniyorsanız bu yazıyı dikkatle okuyun.

Çünkü “kilo direnci” sorununuz olabilir ve bu moral bozan bir süreçtir. Kilo direnci sorunu bazen yalnız sizi değil, beslenme planınızı yapan diyet uzmanı ile aktivite çözümlerinizi üreten egzersiz danışmanını ,spor salonundaki antrenörünüzü bile pes ettirebilir. 

Kilo direncinin en sık görüldüğü durumların başında hormonal kökenli kilo kazanımları geliyor. Eğer kilo sorununuzu oluşturan temel neden tiroid bezinizin az çalışması (hipotiroidi), böbreküstü bezlerinizin fazla miktarda kortizol üretmesi (kuşing hastalığı), pankreas bezinizin insülin direncine yol açacak derecede insülin imal etmesi (metabolik sendrom) ya da yumurtalıklarınızı kistlerin işgal etmesi (polikistik over sendromu) ise sizin de, diyet uzmanı ve egzersiz danışmanınızın da gayretleri sonuç vermeyebilir. (Fakat hemen moralinizi bozmayın bu rahatsızlıklar istisnaidir. Fazla kiloluların büyük bölümü harcadığından daha fazla yediği için kilo almış kişilerdir.)www.cilekspor.com

Kilo direncinin nedeni bazen kullandığınız ilaçlar da olabilir. Bu ilaçların başında kortizon, antidepresanlar, epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazen de tansiyon ilaçları geliyor. Ayrıca şu veya bu nedenle hormon tedavisi gören genç hanımlarda da özellikle tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonlarla kilo almak kolaylaşırken, kilo vermek imkânsız hale gelebiliyor. 

Menopoz dönemi de kilo direncine sebep olabiliyor. Pek çok kadın daha önce uyguladığı basit diyet önlemleriyle kilo verirken menopoz sonrasında bunun imkânsız hale geldiğini görünce şaşırıp kalıyor. 

ÇÖZÜM NEDİR PEKİ?

Kilo direncini çözmek ve kilo vermedeki başarısızlığa çare bulmak söz konusu olduğunda mutlaka bir doktorlar görüşmeniz gerekiyor. Çünkü söz konusu bu bahsettiğim hastalıkları araştırmak sadece doktorların yapabileceği bir iş. Diğer taraftan şu veya bu sebeple kullandığınız ilaçları size reçete eden doktorla konuşmadan kesmeniz de en az kilo sorunu kadar önemli sağlık problemlerine sebep olabiliyor.

Kilo direncini kırmanın temel hareket noktası anlaşılacağı üzere arka plandaki sağlık sorununu veya ilaç kullanımı ile ilişkili problemi anlayıp çözmekten geçiyor. Bu durum dikkate alınmadan bazı geçici başarılar sağlanabilse bile etkili ve kalıcı sonuçlar hiçbir zaman elde edilemiyor.

İlaçlarınızı doktorunuza sormadan kesmeyin

Bazı ilaçlar da kilo direncine yol açabiliyor ama bu ilaçların kullanımına karar veren doktorların bilgisi dışında kesmek de en az kilo problemi kadar ciddi sorunlara yol açabiliyor. Eğer ilaçlara bağlı bir kilo kazanımı ve kilo verme güçlüğü halinden kuşkulanıyorsanız size o ilacı yazan doktorlarla bu durumu görüşmeniz ve başka bir çözüm olup olmadığını sormanız gerekiyor. 

Kilo sorununuza tüylenme ve sivilceler eşlik ediyorsa

Özellikle genç kız ve kadınlarda kilo fazlalığı, tüylenme ve sivilcelerle beraberse diyet önlemleri çoğu zaman yetersiz kalır. Arka planda yatan polikistik over problemini arayıp bulmak gerekebilir. Böyle bir araştırma için ultrason incelemesi, DHEA, testesteron, LH gibi hormon analizleri ve açlık insülini tayinleri gerekecektir. Çözümü kadın hastalıkları uzmanı, dâhiliye ve endokrinoloji uzmanları birlikte planlayacaktır.

Sorun hipotiroidi mi?

Tiroid beziniz yeteri kadar tiroid hormonu üretemiyorsa kilo almanız kolaylaşır, vermeniz zorlaşır. Kilolu biriyseniz TSH seviyelerinize baktırmadan diyete başlamayın. TSH'nız 3,5'tan yüksekse bu bulgu bir sorun olduğuna işaret edebilir. TSH 4,5'tan fazlaysa tiroid bezinde bir problem var demektir. Hipotiroidiyi teşhis ve tedavi etmek iç hastalıkları ve endokrinoloji uzmanlarının işidir.

İnsülin direnciniz varsa bu durum kilo vermeyi zorlaştırır

Eğer elma şeklinde şişmanlıyorsanız (yani bel ve göbek bölgenizde yağ biriktiriyorsanız) kilo direncinin nedeni insülin cevapsızlığı olabilir. İnsülin cevapsızlığı sorununu ortaya koymak için 8-12 saatlik açlığı takiben kanda insülin değerleri ve kan şekeri düzeyleri belirleniyor. Açlık insülini 10 mikro üniteden fazlaysa insülin direncinden kuşkulanmak gerekiyor. 15 mikro ünitenin üzerinde olduğunda insülin direnci tanısı konulabiliyor. İnsülin cevapsızlığına bağlı bu durumlarda metformin içeren ilaçlar ve haftada 3-4 gün uygulanan tıbbi egzersiz programları, düşük glisemik indeksli bir beslenme planı problemin çözümüne yardımcı olabiliyor. Bu çözümlerin kime, ne zaman, ne dozda ve nasıl uygulanacağına doktorlar karar veriyor. Fakat genel olarak şekerli içecek ve yiyeceklerden uzak durmanı genel olarak sağlığınız ve görünüşünüz için faydalı olacaktır.

Prof.Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

Zayıflama Önerileri

Zayıflama Önerileri
Zayıflama Tüyoları
Zayıflama Taktikleri


Yemek yemek güzeldir, ve ne yazık ki de bize yemesi zevkli gelen birçok gıda göbek ve basen dostudur. Çünkü şekerli gıdalar aynı zamanda seratonin salgılatarak sizi daha mutlu hissettirir ve yine kanınızdaki insülin azaldıkça vücudunuz tekrar tekrar şekerli gıdaları isteyecek ve bu kısır döngü de sizi şişmanlatacaktır. Şimdi bu yazımızda size Zayıflama programlarınız yardımı olacak birkaç tüyodan söz edeceğiz.
1-Mutlaka ara öğünler yapın, öğün atlayarak vücudunuzu uzun süre aç bırakmayın.
Birçok insanımız malesef 10 dk fazla uyumak uğruna sabahları kahvaltı yapmadan evden çıkmakta daha sonra da ya simit börek gibi zararlı gıdalarla kahvaltı yapmakta veya öğleye kadar bir şey yemeyip öğlen tıka basa yemektedir.
Bir gün içinde tüketeceğiniz miktarları 6 öğün olacak şekilde ayarlamaya çalışarak az ve sık beslenin. 3 saatten fazla aç kalmamaya özen gösterin ki kan şekerinizde dalgalanmalar yaşamayın. Ara öğünler tatlı krizlerinden uzak durmak, metabolizma hızınızı arttırmak ve kolay kilo vermek için yardımcıdır. Bazı ara öğün seçeneklerini sayfanın sonunda inceleyebilirsiniz.
2-Geç saatlerde hiçbir şey yemeyin
akşam 12 de uyuduğunuzu varsayarsak yemek işinizi en geç 8.5 - 9'da bitirin. O saatten sonra uyuyuncaya kadar geçen 3 saatlik zamanda su ve şekersiz bitki çayları haricinden en ufak bir şey yemeyin. Tam uyuyacağınız sıra biraz acıkmış olarak uyuyun. Günlerin uzamaya başlaması ile birlikte akşam yemeği saatlere daha geç saatlere kaymaktadır. Ancak bu dönemde geç saatlerde yapılan atıştırmalara dikkat etmemiz gerekmektedir çünkü özellikle gece yapılan atıştırmaları vücudumuz daha zor yakar bu nedenle de yediklerimizin yağa dönüşme ihtimali yüksektir. Fiziksel aktivitenin en az olduğu gece saatlerinde atıştırma yapılacaksa tercihlerde; enerjisi düşük ve bol lif içeren çeri domates, salatalık, havuç, kereviz sapı gibi besinlere yer vermek kalori alımı bakımından daha doğru olacaktır.
3-Mutlaka düzenli spor yapın
Eğer bütün gün elde çamaşır , bulaşık yıkamıyorsanız, köy çeşmesinden su taşımıyorsanız, gün boyu tarlada çapa yapmıyorsanız mutlaka ve mutlaka düzenli spora ihtiyacınız vardır. Size tavsiyemiz bir ÇİLEK SPOR KADINLARA ÖZEL SPOR MERKEZİ'ne gitmeniz olacaktır. Hidrolik Fitness antrenmanı özellikle pilates ve zumba ile mükemmel bir göbek basen düşmanı olacaktır. Ama spor salonuna gidemiyorsanız da en azından haftada 3 gün 30-40 dk hızlı tempo yürüyüş yapın.Havaların ısınmasıyla birlikte spor yapmamak için yağmurlu havaları bahane etme döneminizde sona erdi. Bunun için açık havada bol oksijen alarak yürüyüş yapmaya başlayabilirsiniz. Ya da size en uygun, zevk alacağınız başka bir aktiviteye yönelebilirsiniz yeter ki hareket edin. Bizim önerimiz cardio tarzı egzersizlerinizi aç karnınıza yapmanız olacaktır ki; sabah kanda bulunan serbest yağ asidi miktarı daha yüksektir, yakılmaya hazır halde bulunur ve bu durumda daha fazla yağ yakmış olursunuz. Tabii yapılan aktivitenin süresi de önem taşımaktadır. Normalde egzersize başladıktan 18- 22 dk sonra yağ yakımı başlar çünkü büyük yağ depolarının ufak yağ asitleri haline gelmesi için bu süre geçmektedir. Sabah spor yapma imkanı olmayanların ise yemeklerden 1 saat kadar sonra spor yapmaları uygun olacaktır.
4- Aşırı tuzlu, yağlı gıdalar yemeyin  daha hafif beslenin
Tam tahıllı ürünleri tüketmeye özen gösterin.  Yağ alımını sınırlamak için kızartma ya da kavurma yerine ızgara, buğulama, haşlama ya da fırında yöntemleri tercih edin. Antioksidan ve vitamin- mineral ihtiyacınızı karşılamak farklı renklerde 5 -7 porsiyon kadar meyve ve sebze tüketin. Süt, yoğurt ve peynirin az yağlı olanlarını tüketmeye alışkanlık haline getirin. Et ve tavuğun görünür yağlarını ayırın, bu kısımları tüketmeyin. Sebze veya baklagil yemeklerini pişirirken 1 kilograma 2 yemek kaşığı kadar sıvı yağ ilave edin. Öğle ve akşam ki öğünlerinize salata ekleyin ancak sos olarak sadece 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, limon ve sirke kullanın.
5-Su içmeyi ihmal etmeyin, su yerine kahve çay içmeyin, sadece su için
Bu dönemlerde terlemeyle birlikte sıvıya olan ihtiyacımız artmaktadır 2-2,5 lt kadar su tüketilmesi önem taşımaktadır. Aslında herkesin bildiği ancak ya geçiştirdiği ya da unuttuğu bir konu su tüketimi. Lütfen su tüketmek için susamayı beklemeyin, susama hissettiğinizde vücudunuzda %1 lik su kaybı gerçekleşmiş demektir aşırı su kaybı konsantrasyon güçlüğü ve hafıza bulanıklığı yaratır.

9 Haziran 2014 Pazartesi

En Faydalı Atıştırmalık Çerezler

En Faydalı Atıştırmalık ÇerezlerEn Faydalı ÇerezlerEn Faydalı Abur cuburlar

Çilek Spor Merkezleri Kadınlara Özel Spor Merkezleri


 Çilek Spor Kadınlara Özel Spor Merkezlerinin değerli takipçileri, bu yazımızda sizlere hepimizin televizyon izlerken, arkadaşlarımızla sohbet ederken ya da internette gezinirken yemekten keyif aldığı çerezlerden bahsedeceğiz. Bildiğiniz gibi malesef ülkemizde çerez deyince akla ilk gelen tuzlu kavrulmuş ayçekirdeğidir (İzmir çevresinde çiğdem de denir)   Ayçekirdeği aslında son derece yüksek bitkisel protein ve yağ içerir ve nispeten sağlıklıdır, fakat siz onu tuzlu kavrulmuş olarak yer ve yanında da içecek olarak kola veya başka bir şekerli asitli gıdayı seçerseniz malesef ki bu güzel çerezi de zararlı  hale getirmiş olursunuz.

 Bizim size yemenizi en çok tavsiye edeceğimiz çerezler; ceviz, badem ve fındıktır. Bu çerezler içerdikleri yüksek omega 3 ile gerçek bir kalp dostudurlar. Fakat şunu da unutmayın ki bu çerezlerin mutlaka çiğ yani kavrulmamış, tuzsuz olanlarını almalısınız. Asla tuzlu ve kavrulmuş olanlarını almayın. Eğer imkanınız varsa kabuklu olarak alıp kabuğunu da kendiniz kırarak tüketin. Günde ortalama 2-3 ceviz ve toplam bir avuç dolusu da badem ve fındık yiyebilirsiniz. Kaju, nohut, leblebi, fıstık gibi çerezleri ise çok nadiren tüketin. çünkü bunların içinde gereksiz yağ ve gereksiz karbonhidrattan başka malesef çok bir şey yoktur.

Son olarak da sağlıklı ve mutlu bir hayat için elbette size düzenli sporu tavsiye ediyoruz. En güzeli ise haftada 3 veya 4 gün bir ÇİLEK SPOR - Kadınlara Özel Hidrolik Fitness Spor Merkezine gitmeniz ve haftanın 2 günü de açık havada hızlı tempo yürüyüş veya yüzme aktivitesi yapmanızdır. Sağlıklı ve Mutlu Günler.


7 Haziran 2014 Cumartesi

Uyurken Zayıflayın

Uyurken Zayıflayın
Yattığınız Yerden Zayıflamanın Formülü

Kolay Kilo Verme Yolu

Çilek Spor Kadınlara Özel Spor Merkezinden Kolay Kilo Verme Formülü

Yattığınız yerden, uyurken kilo vermek istemez misiniz?
İşte size kolay kilo vermenin formülü:
Gece 12'de uyuduğunuzu varsayalım, en son yemeğinizi 8'de yiyorsunuz. Bu saatten sonra uyuyuncaya kadar su ve şekersiz bitki çayı haricinde hiçbir şey yiyip içmeyeceksiniz. Böylelikle ortalama saat 11'den sonra kan şekeriniz düşmüş ve acıkmış olacaksınız. Yatağa da bu şekilde acıkmış olarak girin ve uyuyun. Sakın ama sakın açlığımı bastırsın diye en ufak bir şey dahi yemeyin. Çünkü formülün özü uyurken acıkmış olmanız. Böylelikle uykunuz boyunca sabaha kadar vücudunuz ''Leptin'' hormonu salgılayacak, enerji açığını karşılamak için de vücudunuzdaki yağlardan yakacak. Sabah uyandığınızda da güzel güzel kahvaltınızı yapabilirsiniz. Gün içindeki beslenmeniz kötü bile olsa sadece bu formülü uygulayarak kilo verebilir ya da çok yiyorsanız da en azından kilo almanızı engelleyebilir ya da yavaşlatabilirsiniz. Fakat gerçekten zayıflamak istiyorsanız  gün içerisinde yiyecek ve içeceklerinizden aldığınız kalori mutlaka harcadığınızdan az olmalıdır. Bunun için de öncelikle şekerli, hamurlu , fazla yağlı ve tuzlu gıdalardan uzak durmalısınız. Tabiki tüm bu beslenme çalışmalarınıza düzenli sporu da eklerseniz her yönden daha kazançlı olur aynı zamanda verdiğiniz kiloların da kalıcı olmasını sağlarsınız. Bunun için de sizi Türkiye genelindeki ÇİLEK SPOR Kadınlara Özel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezlerinden birine bekliyoruz. Hidrolik Fitness, Pilates, Zumba, Aerobic gibi çalışmalarımızdan dilerseniz birine veya hepsine birden katılabilirsiniz.


4 Haziran 2014 Çarşamba

Merhaba

Merhaba kızlar, bu bloğumuzda sizlere spor ve sağlıkla ilgili bilgiler vereceğiz. Türkiye'nin kadınlara ozel en dinamik spor ve sağlıklı yaşam zinciri Çilek Spor'a bize verdiği destek için öncelikle teşekkür ediyoruz.