14 Haziran 2014 Cumartesi

Omega 3 Almanın Yolları

Omega 3
Balık Yağı
Faydalı Yağlar

Omega 3 yağı vücudumuzun ihtiyacı olan ve dışarıdan alınması gereken bir yağdır. Hastalanmadan sağlıklı yaşamın sırrı akıllı beslenmede, akıllı beslenmenin sırrı da Omega-3’te saklı!
Peki sağlıklı yaşamın anahtarı Omega-3 ihtiyacı hangi gıdalardan alınır? Hayvansal ve bitkisel Omega-3 içeren gıdalar neler? Hangi balıklar zararsız? Keten tohumunun sırrı ne? Tuzağa düşmeden balık yağı nasıl alınır?
Ve Omega-3 hakkında merak edilen soruların cevapları…
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Demirkol iyibilginin sorularını yanıtladı.

Omega 3 İhtiyacımızı Nasıl Karşılayabiliriz?

 Doğada bulunan Omega-3 kaynakları hayvansal ve bitkisel olmak üzere ikiye ayrılıyor. İnsan vücudunun günde 1-1,5 gr. hayvansal Omage-3’e ihtiyacı vardır. Hayvansal Omega-3  kaynakları arasında, ilk sırada yumurta yer alıyor. Her gün bir yumurta Omega-3 ihtiyacının büyük bölümünü karşılar.

Yumurta Önemli Bir Omega 3 Kaynağı. Peki Köy yumurtası mı çiftlik yumurtası mı?
Eğer bulunabilirse tabiî ki doğalı tercih edilmeli. Ancak büyük şehirlerde marketlerde ambalajlı satılan, doğal yemle beslenmiş ve Omega-3 açısından zenginleştirilmiş yumurtalar alınabilir. Ben de bu yumurtalardan yiyorum.

Başka omega 3 kaynakları nelerdir peki?
Balık… Haftada 3-4 defa balık yiyerek hem sağlıklı beslenmiş, hem de Omega-3 ihitiyacımızı karşılamış oluruz.

Hangi Balıklar daha faydalı?
Özellikle küçük balıklar tercih edilmeli, çünkü büyük balıklar denizlerdeki ağır metaller açısından risk içeriyor. Ağır metaller balıkların yağlarında birikir, onları yediğimizde vücudumuzda serbest radikallere dönüşerek hastalıklara zemin hazırlar. Bu yüzden hamsi, sardalya, istavrit gibi küçük deniz balıklarını öneriyoruz. Kızartma yapılabilir, ancak kesinlikle ayçiçeği veya mısır yağı ile değil! Balığı ayçiçeği yağında kızarttığımız zaman, balıktaki Omega-3 yok oluyor!  Sadece ve sadece zeytinyağı ile kızartılmalı.
İnsan beyninde de bütün hücrelerin duvarında olduğu gibi oleik asit ve Omega-3 vardır. Saf sızma zeytinyağı en iyi oleik asit kaynağıdır. İyi kolesterolü düşürmeden, kötü kolesterolü düşürür bu kalp için en sağlıklı yağ demektir.
Evliya Çelebi seyahatnamesinin Trabzon bölümünde hamsiyi zeytinyağında pişirme tarifi vardır. 400 sene önce zeytinyağında kızartma yapılırken, 100 sene önce mi yanıp zehirler oldu! Zeytinyağı yanınca kanser yapar iddiası tamamen emperyalist oyunun bir parçasıdır. Margarin ve mısırözü yağını dünyaya pazarlayabilmek için! Yunanistan’da yıllık zeytinyağı tüketimi kişi başı 20 kg. Türkiye’de ise 1 kg. Sağlık sorunları Türkiye’de neden artıyor gerisini siz düşünün!
Zeytinyağı ısıya dayanıklıdır, zeytinyağının yanma derecesi 250 derecedir. Siz yakamazsınız, tam aksine ısıya en dayanıklı yağ zeytinyağıdır. Sızma zeytinyağında daha düşük ısılarda duman görürsünüz ama bunun hiçbir zararı yoktur. Evliya Çelebi’nin tarif ettiği gibi hep zeytinyağı.”Bu arada kızartma sevmeyenler balık buğulama yapabilirler.

Çiftlik balığı mı deniz balığı mı?
Bazı çiftlik balık üreticileri iki kat Omega-3 içeriyor diyorlar. Ancak bir gerçek var ki çiftlik balıkları yapay yem ile besleniyor ve bu çiftlik balıkları deniz balıklarının yediği yosunu, yeşil Omega-3 kaynaklarını yiyemiyor, işte bu çerçeveden baktığımızda çiftlik balıkları, deniz balıklarına oranla % 50 daha az Omaga-3  içeriyor diyebiliriz.     

Bitkilerde Omega 3 Olur mu?
Bitkisel Omega-3 kaynaklarına geçmeden önce, bitkisel Omega-3’lerle ilgili önemli bir noktanın altını çizelim. İnsan vücudunun günde 1-1,5 gr. hayvansal Omega-3’e ihtiyacı olduğunu söze başlarken de belirtmiştim. Hayvansal Omega-3 içeren gıdalar, insan vücudunda 3 gramda 1,5 gram Omega-3’e dönüşür. Bitkisel Omega-3’ler ise insan vücudunda 7 gramda 1,5 gram Omega-3’e dönüşür.
Örneğin; Ceviz Omega-3 kaynağı olarak bilinir, cevizden vücudumuzun ihtiyacı olan Omega-3’ü alabilmek için çok fazla kalori alabileceğimiz noktasına dikkat edilmelidir.    

Peki bitkisel Omega-3 kaynaklarından fazla kalori almadan sağlıklı olarak faydalanmak mümkün değil mi?
Bitkisel Omega-3’ü en çok bulunduran besin maddesi “keten tohumu”dur. Bu nedenle günde 1-2 tatlı kaşığı tatlı kaşığı keten tohumu, tane olarak özellikle salatalara konarak tüketilebilir. Keten tohumlu ekmekler tercih edilebilir. Yurtdışında ekmek hamuruna katılır. Ancak, hazırdan ziyade, tam buğday unu ile evde yapılan ekmek hamurunun içine tane olarak keten tohumu katılmasını öneririm.

Keten tohumu nasıl kullanılmalı?
 Keten tohumu öğütüldükten 24 saat sonra vitamin değerini kaybeder. Bu yüzden tane olarak alınmalıdır ve mümkünse çiğnenmelidir. Öğütüp tüketenler ise evde kendileri öğütüp, 24 saat içinde tüketmelidirler.

Keten tohumunun sürekli kullanılabilir mi?
Hayır yoktur. Keten tohumu rahatlıkla her gün kullanılabilir. Ancak, kullanırken dikkat edilmesi gereken nokta; 1 tatlı kaşığı keten tohumunu birden ağza alıp çiğnemeye çalışılmamalıdır. Kendi ağırlığının 7 katı su tutucu özelliğinden dolayı ağızda hemen şişer ve boğulma riski doğurabilir. Bu yüzden salata veya ekmek içine koyarak ve çiğnenerek tüketilmesini tavsiye ediyoruz.

Peki başka hangi bitkiler Omega-3 içerir?
Tüm yeşil otlar… Semizotu bu yeşil otların başında gelir. Salatada tercih edilecek yeşillikler iyi birer Omega-3 kaynağıdır. www.cilekspor.com

 Omega-3, diğer adıyla balık yağı kapsülleri faydalı mıdır?
Elbette. Ben de her gün bir tane Omega-3 kapsülü kullanıyorum.

Omega-3 kapsülleri alırken nelere dikkat etmeliyiz, en iyi balık yağı kapsülü hangisi?
Bu kapsülleri alırken tuzağa düşmemek gerek. Bazı ambalajların üzerinde 1,5 gram Omega-3 içerir yazıyor, iyi de bu yağın hepsi Omega-3 değil ki, toplam yağların yani kapsülün miktarı o kadar!
Ambalajın üzerinde EPA ve DHA miktarına ve toplam miktarın ne olduğuna bakılmalı. Hangisi EPA ve DHA’yı en yüksek miktarda içeriyorsa o tercih edilmeli.  

Meyve ne zaman yenmeli?

Meyve Yemenin Uygun ZamanlarıFazla Meyvenin zararları?Meyve ne zaman yemeli?Ne zaman meyve yemeliMeyve yemenin zararları?  

Meyveler iyidir, hoştur güzeldir. Ama aynı zamanda çoğu yüksek şeker içerir , hem kilo aldırır hem de glisemik indeksi yüksektir.

Meyve tüketiminde miktar kadar zamanlama konusunun da altını çizen Özışık, yemeklerden hemen sonra meyve tüketilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Özışık, meyve yenebilecek en uygun zamanlar ve miktarı konusunda şu uyarılarda bulundu:

"Meyve (taze veya kuru fark etmez) yerken sınırları asla aşmayın. Sabah kahvaltı öncesi veya ana öğünden en az iki saat sonra meyve yiyin, akşam yemeğinden sonra meyveden uzak durun. Nispeten az tatlı, koyu renkli ve tadı buruk meyveleri tercih edin. Meyve kompostosu yaparken çok az şeker ilave edin, reçel tüketiminde dikkatli olun. Meyve salatasına tatlı krema ilave etmeyin. Çikolata sosuna batırılmış meyvelerden uzak durun. Meyveyi yoğurtla karıştırarak tüketirseniz daha az meyve yemiş olursunuz. Hazır meyve suları ve limonataları tüketmeyin. Tüketecekseniz de doğrudan taze meyveden kompresle elde edilen, şeker ilavesiz ve cam şişede olanları tercih edin. Meyveli dondurmanın daha sağlıklı bir seçim olduğunu düşünmeyin"

13 Haziran 2014 Cuma

Zayıflamak İçin Ne Yemeliyim?

Zayıflamak İçin Ne Yemeliyim?

Zayıflatan Gıdalar?


Zayıflamak için ne yemeliyim,zayıflamak için neleri yememeli,zayıflamak için ne yapmalı,zayıflatan gıdalar,kilo vermek için neler yemeliyim , kilo aldıran gıdalar , şişmanlatan yiyecekler ?

Selamlar tekrar. Şimdi yukarıdaki soruları okuyunca benden şu gıdalar şişmanlatır, bu gıdalar zayıflatır diye bir yazı bekliyorsunuz aslında ama malesef durum böyle değil. Genel mantık ve doğru olan şudur ; başlıbaşına kilo yapan veya zayıflatan bir gıda yoktur. Önemli olan sizin ne yediğiniz ve ne kadar harcadığınızdır. Örnek vermek gerekirse ayda 1000 lira maaşınız var bunun 800 lirasını harcadınız ve 200 lirasını biriktirdiniz. İşte vücudunuz da her gün aldığı kaloriden harcadıklarınızı çıkarır ve geri kalan kalorileri de kötü günler için (!) göbek veya basen olarak biriktirir. Dolayısıyla zayıflamak isterseniz harcadığınızdan az yiyin ,gerisi yalan. www.cilekspor.com



Yine de Bırakmamız gereken ya da azaltmanız gereken gıdalar şunlardır:

•Pastırma, sucuk, sosis
•Yağda kızartılmış köfte
•Kızartılmış hamur işi tatlılar
•Yağda kızartılmış tavuk

Tercih etmemiz gereken pişirme yöntemleri

•Izgara
•Haşlama
•Buharda pişirme, buğulama
•Fırında pişirme

Seçmemiz gereken yiyecekler

•Tavuk (derisiz)
•Yağsız kırmızı et
•Balık
•Mercimek, fasulye gibi baklagiller

Kahvaltıda uzak durulması gereken yiyecekler

•Poğaça ve diğer hamur işleri
•Şekerli kahvaltı gevreği
•Reçel ve kaymak

Kahvaltıda tercih etmemiz gerekenler

•Ekmek (Tahıllı kahverengi tam buğdaydan yapılmış)
•Az tuz ve az şekerli kahvaltı gevreği
•Meyve ve meyve salatası

Makarna sosu hazırlarken kullanmamız gerekenler

•Domates
•Çeşitli sebzeler

Makarna sosu hazırlarken kullanmamamız gerekenler

•Krema, tereyağı
•Peynir

Sebzeleri ve salataları tüketirken

•Sebzeleri ve salataları daima sossuz tüketin
•Salatanıza sadece limon ya da sirke ilave edin

Sebzelere ve salatalara eklememeniz gerekenler

•Tereyağı ya da tereyağlı sos
•Yoğun zeytinyağlı soslar
•Mayonez


Karbonhidrat olarak seçmemiz gerekenler

•Kahverengi pirinç ya da bulgur
•Kepekli makarna
•Haşlayarak pişirme

Uzak durmamız gereken karbonhidratlar

•Beyaz pirinç
•Beyaz makarna
•Haşlanmış patates
•Tereyağı ve krema karıştırılmış püre halinde patates
•Cips
•Kavurarak pişirme

Tatlı olarak tercih etmemiz gerekenler

•Az şekerli sütlü tatlılar
•Kuru ve taze meyveler (Miktarlara dikkat!)
•Taze sıkılmış meyve suları
•Çok az balla tatlandırılmış meyve salatası

Uzak durulacak tatlılar

•Şerbetli tatlılar
•Her türlü pasta, kek, kurabiye


Yeme alışkanlıklarınızda yapmanız gereken küçük değişiklikler

•Restorannda yemeğiniz gelmeden önce masaya ekmek almayın.
•Tatlınızı yanınızdaki arkadaşınızla paylaşın.
•Sağlıklı tatlı yemek istiyorsanız taze meyve salatasını tercih edin.
•Yediğinizin meyve değil de illa ki tatlı olmasını istiyorsanız, meyveden yapılmış bir tatlıyı seçin.
•Sandviç seçimlerinizi beyaz ekmek yerine tahıllı ekmekle yapın. Kaşar yerine yağsız beyaz peynirle hazırlamayı tercih edin.
•Dışarıda yediğiniz et, köfte türü yiyeceklerin yanına patates cipsi almak yerine salata yemeyi tercih edin.
•Makarna sosu için hazır paketleri tercih etmek yerine evde kendiniz sos hazırlayın.
•Atıştırmak için cips yerine kurutulmuş meyveler ile taze meyveleri tercih edin.
•Süt ve yoğurdun tam yağlı olanını değil, az yağlı ya da yağsız olanını tercih edin.
•Hazır meyveli yoğurt almak yerine, sade yoğurt alıp evde kendiniz meyve ilave edin.

Terleme ve Zayıflama İlişkisi

Terleme Zayıflama İlişkisi
Terleyerek Zayıflanır mı?
Sauna Zayıflatır mı?



Net ve Açık; TERLEME İLE SADECE SU KAYBEDERSENİZ , YAĞ DEĞİL. Ülkemizde her meslekte, her konuda olduğu gibi spor ve zayıflama konusunda da bilgisi olmadığı halde konuşmayı çok seven bazı tipler yüzünden gerçekle alakası olmayan efsaneler bitmek bilmiyor malesef. Bizler de elimizden geldiği kadar sizi bu konularda aydınlatmaya çalışıyoruz. 
http://www.sorisagym.com

Terleme eşofmanı diye de bir şey uydurmuşlar, halbuki terlemeyle yağlarınız erimez, sadece su kaybedersiniz , o kaybettiğiniz suyu da içeceklerle hemen geri alırsınız. Saunanın da zayıflatıcı hiçbir etkisi yoktur bu sebeple. Yani vücudunuzdaki yağların ısıyla ve terlemeyle eriyebilmesi için sizi yamyamlar gibi bir kazana koyup pişirirsek ancak o zaman yağlarınız ısıyla erir. Zaten biraz mantık yürütürseniz bu terlemeyle zayıflama tezini kendiniz de çürütürsünüz. Eğer bu doğru olmuş olsa hamamcıların, fırıncıların, bütün gün döner kebabın önünde sıcakta şapır şapır terleyerek döner kesen ustaların hep tığ gibi kalması gerekmez miydi?

Sonuç: Terleme olayı kişiden kişiye değişir, genellikle metabolizma hızı yüksek olanlar ve düzenli spor yapanlar çok terler. Fakat terlemenin zayıflamaya direk etkisi yoktur. Harcadığınızdan daha az kalori ile beslenmediğiniz sürece günde bir kova dolusu terleseniz de ZAYIFLAYAMAZSINIZ http://www.cilekspor.com 

Not: Yazdığımız yazıları alıp sitelerinde kullanan arkadaşlar lütfen linklerimizi de alın , ya da en azından bizi kaynak gösterin.

Türkiye'de Çocuklarda Obezite

Türkiye'de Çocuklarda Obezite



Çocuklarda obezite , fazla kilo




Malesef artık obezite ülkemiz için de bir tehlike olarak görülmekte. Gelişmiş ülkelerde olduğu kadar Türkiye'de de artık obezite, yetişkinlerde olduğu kadar çocuklar için de büyük bir risk. Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi Endokrinoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Zehra Aycan,Türkiye’de her 5 çocuktan birinin normalkilosunun üzerinde olduğunu söyledi. Bu çocukların annelerinin de yüzde 80 oranındaobez olduğunu kaydeden Aycan, obezitenin temelinin çocukluk çağında atıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Zehra Aycan, Cihan Haber Ajansı (Cihan)’na yaptığı açıklamada obezitenin çocuklarda erişkinlerden daha ciddi bir sorun olduğunu belirtti. Türkiye’de her beş çocuktan birinin normal kilosunun üzerinde olduğunu kaydeden Aycan, “İlk 1 yaş, 4–6 yaş ve ergenlik dönemi, çocukluk çağının risk gruplarını oluşturuyor. Obezite bu yaşlarda kalıcı olabiliyor. Şişman kalınan süre ne kadar artarsa, riskler de o kadar çok artıyor. Bu sorunun çocukluk çağında halledilmesi gerekir.” diye konuştu.

OBEZ ÇOCUKLAR DEPRESYONA DA DAHA YATKIN OLUYOR
Obezitenin çocuklarda fiziksel ve psikolojik birçok soruna neden olduğunu kaydeden Aycan, “Bu çocuklar psikolojik birçok sıkıntı yaşıyor. Kendini beğenmeme, yalnızlık hissi ve benlik saygıları az oluyor. Yedikçe yalnızlaşıyorlar. Bunların sonucunda depresyona daha yatkın oluyorlar. İleride iyi evlilik yapma, iyi iş bulma şansları da daha az oluyor.” dedi.
Aycan, karşılaşılabilecek tıbbi sorunlardan bazılarını ise kan yağlarında artış, kalbi yorma, karaciğer yağlanması, şeker hastalığına yatkınlık, ortopedik sorunlar, uyku apnesi, kız çocuklarında yumurtalıklarda kist oluşması riski, erken ergenlik, yüksek tansiyon olarak sıraladı.
OBEZ ÇOCUK BÜYÜYÜNCE DE OBEZ BİREY OLUYOR
“Çocukluk çağında bu sorunu yaşayan çocukların yüzde 60 ila 70’i erişkin dönemlerde de obez oluyor. Yani obez çocuk obez birey oluyor.” diye konuştu.Obez bir çocuğun yaşamı boyunca sağlıklı ilişkiler kurabilmesi bile mümkün olmuyor.
Batı tipi yaşam tarzı, fast food kültürü, kolalı ve şekerli içecekler, uyku düzensizliği, sportif aktivitelerin azlığı, şehirlerde yeşil alanların azalması, çocukların evde daha fazla vakit geçirmesi, sınav stresi gibi nedenlerin obezitede etkili olduğunu söyleyen Aycan, televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen vaktin uzunluğuna da dikkat çekti. Aycan, “Yapılan araştırmalara göre, televizyon ya da bilgisayarın başında günde iki saatten fazla vakit geçiriyorsanız, obez olma riskiniz artar.” dedi.
TEK ÇOCUK OLANLARDA OBEZİTE RİSKİ ARTIYOR
Obezitenin psikolojik nedenlerinin de bulunduğunu kaydeden Aycan, tek çocuk olmanın da önemli bir risk olduğunu vurguladı. Aycan, bu tür ailelerde tüm ilginin tek çocuğu yöneldiğine dikkat çekti. Kardeşi olan çocuğun evde olsa bile oyunla daha hareketli olabileceğini belirtti. Ayrıca, parçalanmış ve stresli aile yapısının bu riski tetiklediğini kaydetti.
Sosyo ekonomik düzeyi yüksek ailelerin çocuklarında obezitenin daha çok görüldüğünü kaydeden Aycan, “Obezite gelir düzeyi ile paralel. Toplumumuzda şişmanlık varlığın bir göstergesi olarak algılanıyor. ‘Bir kilo bin ayıp örter’ mantığı hala hakim.” şeklinde konuştu.
Beslenme alışkanlıklarına dikkat çeken Aycan, “Farklı tarihlerde yapılan araştırmalarda Ankara’da obezite oranı yüzde 15’lerde, Edirne’de ise yüzde 3’lerde. Edirne’de daha az çünkü Akdeniz mutfağı etkisi var. Hamur işinin ağırlıklı olduğu Anadolu mutfağında ise obezite riski daha yüksek.” tespitinde bulundu.
Beslenme alışkanlığını annelerin kazandırdığına dikkat çeken Aycan, “Yapılan başka araştırmalara göre obez çocukların annelerinin yüzde 80’i de obez.” ifadesini kullandı.
Aycan, çocuğun çok yemesinin problem olmadığını, önemli olanın alınan ve harcanan enerjinin birbirini dengelemesi olduğunu belirtti. Aycan, obezitede harcanmayan fazla enerjinin risk olduğunu aktardı.

İLK ALTI AY BEBEKLERE SADECE ANNE SÜTÜ VERİLMELİ
Aycan’ın verdiği bilgiye göre çocukların obez olmamaları için dikkat edilmesi gerekenler şunlar:
—İlk 6 ay bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi.
—Bebek doyduktan sonra mamayı bitirmesi için zorlanmaması.
—Kalorisi yüksek yiyeceklerden kaçınılması. Mesela hazır meyve suları yerine meyve yedirilmesi.
—Şekerli ve gazlı içecekler yerine, su, ayran, sütün tercih edilmesi.
—Sebze yemekleri, baklagilleri ve taze sebzelerden hazırlanmış salataları yemek alışkanlığının kazandırılması.
—Günde 3 ana, 2 ara öğünün atlanmaması.
—Yemeklerin yavaş ve çiğnenerek yenmesi.
—Yeterince su içilmesi.
__Çocuklarınıza bebeklikten itibaren sebze ve meyveyi sevdirmeye çalışın.
—Servis tabağının, servisten sonra masadan kaldırılması.
—Günde 30 ila 60 dakikadan fazla bilgisayar başında vakit geçirilmemeli. Televizyon karşısında da 30 dakikadan fazla vakit geçirmemeli.
—Okullarda beden eğitimi dersleri saatleri artırılmalı.
—Yakın mesafelere yürünmeli, asansör yerine merdiven kullanılmalı.
—Okullarda geçen yıl yayınlanan kantin yönetmeliğine uyulması.

Önce Şişman Olduğunuzu Kabullenin

   Önce Şişman Olduğunu Kabullen Sonra Zayıfla


Uzmanlara göre, şişmanlıktan kurtulmak için öncelikle obezitenin bir hastalık olduğunu kabullenmek gerekiyor.

Şişman (obese) ve çok yemek yiyen (obesus) kelimelerinden türemiş bir kelime olarak obezite, vücutta aşırı yağ depolanmasının sonucu ortaya çıkıyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, hormonal bozuklukların obezitenin en önemli nedenlerinden biri olduğunu söyledi: “Vücut, enerji depolarının durumunu, merkezi sinir sistemine bazı hormonlarla bildirilir. Bu hormonların görevi açlık-tokluk durumlarını beyne iletmektir.”

Kişinin kendiyle barışık olması elbette ki önemli bir konu fakat kendini kandırmakla kendiyle barışık olmak arasında ince bir çizgi olduğu da gerçek. Fazla kilolar kişinin iş, aşk, vs her türlü yaşamını derinden etkiliyor.


Obezitenin her yaşta görülebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Yazıcıoğlu, obezitenin diğer nedenleri ise enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar olarak sıraladı. Obezitenin kadınlarda daha fazla görüldüğünü vurgulayan Yazıcıoğlu, "Gebelik ve emzirme dönemlerinde süt yapar diye gereksiz gıdaların alınması; her doğumda alınan kiloların bir kısmının kalıcı olması; östrojen hormonunun yağ dokusunu arttırıcı etkisi, daha az hareketli yaşantıyla birleşince kadınlar için kilo alımı daha kolay olmaktadır. Bu nedenle ev işlerinin verdiği yorgunluk, aktif ve hareketli olmakla karıştırılmamalıdır. Günümüzde küçük çocuklarda ve ergenlerde de yanlış beslenme nedeniyle obezitede oldukça büyük bir artış görülmektedir" dedi.

ŞİŞMANLIK SADECE ESTETİK SORUN OLARAK GÖRÜLMEMELİ

Obezite sadece kişinin görüntüsünü değiştirmek için giderilmesi gereken bir durum değil. Yazıcıoğlu, obezitenin, neden olduğu çok sayıda sağlık sorununun önüne geçmek için tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalık olduğunu bir kez daha vurguladı ve yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:

"Obez olan kişilerde sıklıkla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, diyabet ve hatta kanser görülmektedir. Özellikle meme kanseri, rahim kanseri ve kalın bağırsak kanserlerine obez kişilerde daha sık rastlanır. Bazen ölümle bile sonuçlanabilen uyku apne sendromu, yani uyurken nefesin durması, obezitenin getirdiği tehlikeler arasındadır. Ayrıca dilin büyümesi nedeniyle horlama; boğazda reflüden dolayı yanma ve kronik farenjit de oluşabilecek hastalıklar arasındadır.

TEDAVİ BAŞARISI İÇİN KÖTÜ YAŞAM TARZI DEĞİŞTİRİLMELİ

Tansiyon, şeker, insülin direnci, kolesterol, tiroid hormonları, böbrek üstü bezleri ve karaciğer kontrol edilmelidir. Bu parametreler değerlendirilerek tedavi edildikten sonra, tedavinin başarısı için, doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastaların yaşam tarzlarını kökten değiştirmeleri gerekmektedir. Bu aşamada beslenme ve diyet uzmanından ve psikolojik danışmandan destek alınması

Karın Kasları Baklavalar Nasıl Çıkarılır?

Karın Kasları Nasıl Çıkarılır?
Baklavalar Nasıl Çıkarılır?
Mide Kasları Nasıl Çıkarılır?



En iyi karın hareketleri?


Öncelikle şunu söyleyelim ki karın kasları spor salonunda değil mutfakta çıkarılır. Ne demek istiyoruz: Birçok insan yüzlerce mekik çekerek karın kaslarını çıkarabileceğini düşünür. Halbuki mekik ve öteki karın kasları kaslarınızı çalıştırır ve size beton gibi karın kasları verir fakat siz beslenmenize dikkat etmez ve yağlarınızı yani kas üstündeki yağlarınızı yakamazsanız o mide kaslarınızı kimse göremez.
Hemen hemen bütün erkekler karın kaslarının Brad Pit tarzı sımsıkı görünmesinin hayallerini kurar. Peki bu ideal görüntü herkes için mümkün mü? 

Öncelikle bilmemiz gerekir ki karın (mide) kasları omuz, pazu ,vb gibi çok irileşen bir kas gurubu değildir. Mide kasları da zaten herkeste mevcuttur, mide kaslarının görünmemesinin tek sebebi ise üzerini örten yağ tabakasıdır. Yani baklavalara sahip olmanın sırrı göbek kısmındaki yağ oranını azaltmaktır. Bunda da antrenmanla birlikte yapılacak sıkı bir diyet zorunludur. Diyetteki genel kaide;gereksiz yağ,şeker ve karbonhidrattan arındırılmış bir beslenme takip etmektir.

Bazıları karın kaslarının çok çıkması için sadece karın çalışmak gerektiğini sanır ki bu büyük bir hatadır. Vücut bir antrenmanda kasın çalıştığı bölgeden yağı yakmaz, yağı tüm vücuttan harcar. Dolayısı ile saatlerce karın çalışmanın hiçbir mantığı yoktur. Tüm vücut antrenmanı yapılmalıdır. Antrenman sonunda da 20-30dk arası yüksek tempoda cardio (yürüyüş, bisiklet) yapılmalıdır. Sorisa Sporhttp://www.sorisagym.com